Yapıtları 1980’li yıllardan sonra dilimize çevrilen Jacques Lacan’ın Ahmet Haşim’in ‘Frankfurt Seyahatnamesi’ adlı eseriyle edebiyatımıza girdiğini biliyor muydunuz? Haşim seyahatnamesinin ‘Bir Akşam Sohbeti’ ismindeki anekdotunda Lacan ile edebiyat üzerine sohbet ediyor:
“Montparnasse’da, küçük Rus lokantası Cigid’de toplandık.
Bizi davet eden hanımefendi, onun ahbabı genç
bir Avusturyalı kadın, sanat cereyanlarını yakından takip
eden iki Fransız genci: Doktor Lakan, Vikont dö
Santak, ben. […….]
Yemek sırasında Doktor Lakan’a sordum:
— Edebiyatınız ne hâlde? Son manzarası nedir?
— Edebiyatımızın bugünkü simgesi bir doğru çizgi
değil, bir ağaçtır. Kütüğün ekseni etrafında çeşitli sanat
akımları, ayrı dallar şeklinde, her yöne doğru uzanmış,
hava ve ışığı aynı zamanda emip duruyor. Şahsiyete en
fazla hürriyeti tanıyan bir devre yakışan da bu değil midir?”
(Sayfa 133, Bize Göre ve Bir Seyahatin Notları, Ahmet Haşim
Alkım Yayınevi, 2006)